Yanında olmak istiyorum, mümkün değil. Baktığın yerde olmak istiyorum mümkün değil. Ne kadar az mümkün var bizim hayatımızda.
Sarılsaydım şimdi sana. Hasret son bulsaydı. Hasret en son bizi bulsaydı. Kabuk bağlamış yaraların çatlaması kadar acıtıyor hasret. Kanıyorum.
Sen denizlerle dağıtırken efkarını ben gözlerinle dağıtsaydım. Fikrinden geçen gemiler benim limanlarıma da uğrasaydı. Ya seni getirseydi bana, ya beni götürseydi sana. Limanları yakılmış bir şehir kadar ıssızım şimdi. Uğrayanı kalmamış bir şehir kadar ıssız.
Bir gün ansızın çıkıp geleceksin diye açık bırakıyorum kapımı. Çalmadan giresin diye içeri.
Aramıza giren her kilometre bir ölçüsüzlüğün yeniden tanımlanması gibi uzadıkça uzuyor. Yürüyecek takatim yok. Saatler yıla evrilirken sözlüklere girmemiş kelimelerle anlamlandırmaya çalışıyorum hasreti. Oturduğun taşlar kıymetini bilseler keşke. Baktığın deniz, soluduğun hava kıymetini bilse…
Ümitsizlik yok bizim kitabımızda. Mutsuz biten bir romanın son sayfasına yeni bölümler ekleyerek olayları mutluluğa çevirecek kadar umut doluyum ben. Her büyük hasretin, bir büyük kavuşması vardır diyerek içiyorum günleri. Öldürmeyen acı güçlendirir diyerek koşuyorum yarınlara. Sana bir kez sarıldığımda çektiğim bütün acıların son bulacağını, içimdeki yangının söneceğini biliyorum.
Ve yine biliyorum ki seni seversem nefes alabiliyorum. Yaşamak istiyorsam seni sevmek zorundayım. Sen ne güzel bir zorunluluksun öyle.
Beni nefessiz bırakma!
En çok bu cümleyi beğendim. “Mutsuz biten bir romanın son sayfasına yeni bölümler ekleyerek olayları mutluluğa çevirecek kadar umut doluyum ben. ” Bir yazıda hem hüzün, hem sevgi, hem hasret ve özlem bu kadar güzel kaynaşır manada. Kutlarım sizi. Yeni yılda sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dilerim.
Bir cevap için bile bir ay bekleyen ben. Şimdi ne söylesem, hangi mazereti sıralasam anlamsız kalacak. Güzel ve ince yorumunuz için teşekkür ederim.
Suskunluğumun geçerli mazeretleri var tabi. Gün gelecek ne yazılar yer alacak bu blogda. Biraz daha vakti var sanırım. Herkes gibi ben de bekliyorum o anın gelmesini. Çok uzun sürmez inşallah.
Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam. Çok güzel
Teşekkür ederim Gülcan. Cevap için epey geç kalmış olsam da kusura bakma. Beni biliyorsun işte, geç kalmışsam sağlam bir gerekçesi vardır değil mi? 🙂
Eminim hocam 🙂 Bizi bizden başkası da bilmiyor, anlamıyor zaten… Neyse ki buradasınız ve yeni yazılarınızı bekliyoruz. 🙂
Bir öğretmeni en az anlayanlar öğrencileri olduğu gibi en iyi anlayanlar da öğrencileridir. Eğer öğretmen kendini iyi anlatabilmişse. Ahmet Kaya’nın Doruklara Sevdalandım şarkısındaki gibi diyelim mi biz de:
“Yorgunum;
Çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
Yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
Düşmanlarım ulaşamazlar…”
sayfanızı yeni keşfettim ve yazılarınız çok hoşuma gitti inşallah uzun yıllar paylaşımlarınıza devam edersiniz ^_^ sayfama da beklerim profil resmime tıklayıp ulaşabilirsiniz 🙂
Teşşekkür ederim ziyaretiniz için. İnşallah hepimiz uzun yıllar yazının büyüsüne kapılıp sürdürürüz hayatımızı.
Geleceğim inşallah.
Sitenizi yeni fark ettim…İnsana davet sitesine de beklerim, blog ailesi olarak daha çok geniş kitlelere yayılmak bizim elimizde…Selam ve Dua ile…
Teşekkür ederim. Size de uğrayacağım inşallah.