Bestelenmiş Şiirler için araştırma yaparken karşıma benim de hiç bilmediğim besteler çıkmaya başladı. Bu işin keyifli ve güzel yanı bu olsa gerek: Hem öğreniyorum hem de öğrendiklerimi diğer insanlarla paylaşıyorum. Bu haftada birbirinden güzel şarkı olmuş şiirler ve besteler sizi bekliyor.
İçindekiler
1. Bedri Rahmi Eyüpoğlu – Sitem
“Önde zeytin ağaçları, arkasında yar” deyince hatırlayacaksınız şarkıyı. Erol Evgin’in sesinden kim bilir kaç kez dinlediniz. Şimdi bir kez daha dinleyip hem Erol Evgin’e uzun ömür dileyelim hem de aslında büyük bir ressam olan şairi yâd etmiş olalım.
Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.
Yar yar!..Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yar yar
Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var
2. Orhan Seyfi Orhon – Veda
Şairleri hep kıskanmışımdır. Bu kadar güzel dizeyi neden hep onlar bulup yazmıştır bilemem. Sanat müziği sevenlerin çok iyi bildiği bir şarkının sözlerinden, yani Orhan Seyfi Orhon’un dizelerinden bahsediyorum. “Bir alev halinde düştün elime” dizesini zihninizde bir süre gezdirmenizi isterim. Devreleri yakmayın ama. 🙂 Gözyaşlarına söz geçiremeyen bir şairin sitemini bulacaksınız bu dizelerde.
Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken vedâ busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Hani, ey gözlerim bu son vedâda,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırım birkaç kelime…
Bir alev halinde düştün elime,
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?
3. Necip Fazıl Kısakürek – Kaldırımlar
Bazı şiirler vardır, şairinden daha ileride durur. Kaldırımlar-I şiiri Necip Fazıl Kısakürek için böyledir. Şairi tanımayanlar bile bu şiirden birkaç mısrayı bilir, söyler. Şiirle ilgili Mehmet Kaplan’ın Şiir Tahlilleri adlı eserine bakılabilir. Şiirde öyle bir hava vardır ki kendinizi bir türlü sokağın dışına çıkaramazsınız. Büyük şairlik de burada başlıyor işte. “Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık / Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar / İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık / Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.“
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler…
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi…
4. Ahmet Telli – Gülüşün Eklenir Kimliğime
Şiirin adı size bir şey çağrıştırmıyor olabilir. İlk dizesini söylediğimde bileceksiniz hangi şiirden bahsettiğimi: “Gün biter gülüşün kalır bende“. Ya da şu dizeler: “acı ses olur, ses deli bir yağmur / eski bir eylüle gireriz böylece” Şimdi Selda Bağcan’ın kadife sesiyle bu şarkıyı dinlemenin tam vaktidir. Belki yeniden yüreğimizde talan başlar. Takvimlere bakmaksızın vakitsiz eylüllere gireriz.
Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de
Aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur cellat olur her gece
Her gece yeniden bir talan başlar
acı ses olur, ses deli bir yağmur
eski bir eylüle gireriz böylece
Sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim, sokağı devriyeler basar
bir de gülüşün eklenir kimliğime
Veda busesi öyle güzel bir parça ki…özellikle Pamela çok nefis yorumlamış sanırım en çok onun sesinden dinlemek hoşuma gidiyor ve size hak vermek istiyorum araştırma yeni bilgilere erişmemize sebep oluyor paylaşım ise ayrı bir keyif…
Teşekkür ederim “Değmesin Yağlı Boya” 🙂
Herkesin müzik zevki başka elbette. Bana sorarsan Zeki Müren’den dinlemek lâzım bu şarkıyı. Ama yazıya bilerek Muazzez Ersoy’u ekledim. Çok eskilere gitmeyeyim diyerek. Araştırırken fark ettim, o kadar çok şiire beste yapılmış ki pek çok besteden haberi olan ben bile hayret ettim.