Defterlerimden seçtiğim bir şiiri buraya aldıktan sonra şairin ismi tanıdık gelmiyorsa mutlaka kısa bir araştırma yapıyorum. Aşağıda okuyacağınız şiirin şairi için de internete bakma gereği duydum. Faik Arda, Bulgaristanlı Türk şairlerden biriymiş. Ömrü Bulgaristan’da geçmiş, eserlerinde Bulgar zulmüne maruz kalan Türkleri konu edinmiş. Şairle ilgili ayrıntılı bilgiyi Vikipedi‘den okuyabilirsiniz.
Bu şiir, defterime ne zaman, nerede ve nereden girdi acaba diye düşündüm biraz. Şöyle bir karıştırınca Mardin’de çalıştığım yıllarda kaydettiğimi gördüm. Ama şiiri hangi kaynaktan aldığıma dair bir bilgi yok. Tabi zihnimde de yok bu bilgi. Neredeyse otuz yıl öncesinden bahsediyorum. Hatırlamam mümkün değil. Çok özel bir sebep olmalı ki hatırlamış olayım.
Defterlerim özel bir amaçla oluşturulmuş değil. Bu sebeple defterlerde yer alan şiirlerin seçimi de özel sebeplere dayanmıyor. O zaman hangi duygu içinde, nasıl bir seçim yaptığımı kestiremiyorum. Bildiğim tek bir şey var, o da şiirlerin çoğu aşk şiiri denilebilecek türde. Bu da çok doğal bana göre. Çünkü hayattan aşkı çıkarınca geride pek bir şey kalmıyor.
Yıllar Sonra
Elbet bir gün
Döneceksin biliyorum,
Sakın başka yerlerde arama,
Başkalarından sorma, nerdeyim!
Beni,
O çeşmenin başında,
O ağacın altında bulacaksın.
Yılların zalimliğini
Yüzümdeki kırışıklardan
Anlayacaksın.
Ve kar yağmış saçlarıma
Bakıp bakıp ağlayacaksın!
Elbet bir gün
Döneceksin biliyorum,
Bir şeylerden korkarmış gibi
Garip garip yüzüme bakacaksın,
Sonra usulca yanımdan
Hıçkıra hıçkıra uzaklaşacaksın
Ve bir kere daha
Bana dönmek için
Beni,
O çeşmenin başında
O ağacın altında
Yine yapayalnız bırakacaksın!
Faik ARDA
Şairi ilk kez duydum fakat şiiri güzelmiş.
Türkiye dışında yaşayan Türk şairler maalesef ülkemizde hak ettikleri ilgiyi görmüyorlar. Niye böyledir, bir fikrim yok. Bu konuyu edebiyat tarihçilerine bırakıp şiirin güzelliğine bırakalım biz kendimizi.