Az bilinen şiirler, çok bilinmeyen şiirler, kısa aşk şiirleri derken sanal şiir defterim büyüyor. Bugüne kadar 21 şiir almışım buraya. Bana sorarsanız daha yolun çok başında. Burada en az beş yüz (rakamla da yazayım: 500) şiir olmalı ki kendimi başarılı sayayım. İstatistik olarak bakarsam henüz %4’ünü gerçekleştirmişim hedefimin. Biraz az mı çalışıyorum nedir?
Bugün Mustafa Özçelik’in kaleminden çıkmış bir şiir paylaşacağım. Bu şiiri ilk kez Selçuk Küpçük’ün bir bestesinde görmüştüm. Kaç yıl önceydi? Albüm 1996 yılında çıkmış. Ben sanırım 1998 yılında almıştım bu kaseti. Ne güzel günlerdi o günler. Bir şarkıyı yeniden dinlemek için ya bütün albümü dinleyecektik veya kaseti geri sararak şarkıyı bulmaya çalışacaktık. Hatta bir dönem şarkı başına kadar ileri geri saran kasetçalarlar çıkmıştı. Ne büyük yenilikti bizim için. Şimdi bir şarkıyı ‘on yüz bin milyon’ kez dinleyebiliyorsunuz tek bir dokunuşla.
Yeni nesil için “kaset” kelimesi bir şey ifade ediyor mu sahiden? Bilmem. Benim yüzlerce kasetim kolilerin içinde duruyor hâlâ. Bir gün bir işe yarayacak mı onlar? Sanmam. Anısı var deyip atamıyorum. Yararı yoksa da zararı da yok kimseye. Dursun bakalım biraz daha.
Şiirin bestesini de ekledim buraya. Dinlemek istersiniz diye.
Ellerimde Bir Demet Karanfil
Her sabah
Hayatın alışkanlıklarına karşı durarak
En yakın ve uzak mesafeleri
Birlikte tarayarak
Başlarız güne
Aşk ve ölüm iki yanımızda durur
birlikte ve iç içe yürürler hayatın yokuşlarında
Biri sonsuza kadar alıngan
Diğeri cesur
Sen meydanlarda büyümüş çocuk
caddelerde ve sokaklarda
her söze açık
Bir yapraktın belki
Esen rüzgarlarca kımıldayan
Hava kararır ve gökyüzü
Bütün yükünü boşaltırken üstümüze
Unutulmuş bir zamandan
Sesler ve sözler hatırlatan ellerinle
Dikkatli ve tedirgin basıyorsun hayatın tuşlarına
Sen hangi aşkları içinde taşıdın da
Şimdi ölümün
Yorgun tayını gözlüyorsun
Kalabalıklardaydın sen
Dudaklarında
Başkaları için
Sana ait olmayan
Tebessüm provaları yaparken
Ben seni
Meydanlardan kitaplara çağırdım
Antenler telefonlar zincirler tükenip biterken
Toplu sesler çıkardım içimden
Dağlarda yankılandı
Meydanlarda uğuldadı da
Sen duymadın
Sanki biz göçebeydik
O insan bu insan
Hepsinin içinden geçtik
Duymadılar
Şimdi bize sunulan yırtık resimler
Ve parçalanmış binlerce hayat
Çok alıngan bir çocuk oluyor gökyüzü
Dokunsan ağlayacak
Kadınların
Bir mendilde kalıyor gözyaşları
Sokaklar
Bizden daha özgür ve telaşlı
Bense
Her şeye rağmen
Ve herkese aykırı
Ellerimde bir demet karanfil
Yine sana geliyorum
Mustafa ÖZÇELİK
Sevgili okur, sana bir sır vereyim mi? Şiir okuyan insandan zarar gelmez. Kendini ayrıcalıklı bir yere koyabilirsin bu sebeple. Ama dikkatli ol, kırarlar seni.
Bugün 8 Mart Kadınlar Günü. İlham perimin şahsında bütün kadınların gününü kutluyorum. :))
Sondaki o not öyle doğru ki, gerçekten dikkatli olmak lazım kırılıyoruz bazen ufacık şeylerden bile.
Yine hiç bilmediğim bir şiirdi, çok güzelmiş. Bizim için de güzel keşifler oluyor sizin bu yazılarınız.
Teşekkür ederim Huriye.
Üç beş güzel şiirle tanıştırabildiysem sizi ne mutlu bana. :))
teşekkürler paylaşım için.
Ben de teşekkür ederim kitap eylemi.