Bütün anne-babalara…
Karneyi mi önce gördünüz, karneyi getireni mi, bilemiyorum. Umarım karne sahibi, karneden çok daha değerlidir yanınızda. İyi veya kötü bir karne varsa elinizde, bütün kıymetini karşınızda duran ciğerpârenize borçludur. Bilseniz bu ne güzel farkındalıktır…
Evlatlarınızı siz seçmediniz. Doğaldır ki, onlar da sizi seçmediler. Ama sorsaydınız “Kimi seçerdiniz?” diye, onlar anne-babaları olarak yine sizi tercih ederlerdi. Keşke sorsaydınız!..
Çocuklarımızın değerini belgelerle ölçmeye başladığımız günden beri tadımız yok. Siz de takdir edersiniz ki, bütün derslerden zayıf da alsalar onlar evladınız. Bu gerçeği değiştiremezsiniz. Üstelik -eğer varsa- bu başarısızlık, onların, yanınızdaki kıymetine olumsuz yansımayacak (değil mi?). Şu an anne-babaya lâyık olamamanın ıstırabıyla boyunlarını büküp gelmişlerse -ki geldiler- bu, onların sevip okşayabileceğiniz, gözlerinin içine bakabileceğiniz kadar size yakın olduğunu gösterir. Evladını bağrına basamayan binlerce ebeveynden çok daha bahtiyarsınız bugün.
Çok çok kötü bir karneyle bile olsa kendilerine koşacak bir evladın hasretini çeken yüreklerin acısını hiç tatmamanız temennisindeyim. Dünü unutun. Yarınsa ya siz olmazsınız, ya onlar olmaz. Sevecekseniz bugün sevin, sorgusuz, yargısız, nedensiz. Şairin kavlince: “Ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır. / Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.”1
Onlar da öyle!..2
Ben hatırlıyorum bu yazıyı. Bizim karnemizin yanına eklenmişti. Kaleminize sağlık hocam.
Daha güzel ifade edilemezdi diye düşünüyorum. Bir çocuk önce ailede, sonra okulda, en sonda cemiyette öğrenir.. önemli olan “insan” yetiştirmektir. Kral olmuşsun ama adam olamamışsın hikayesini yasamamaktir önemli olan. Ağzınıza sağlık hocam.
Teşekkür ederim Bigudili Anne.
Bu yazının altına yazılacak o kadar çok şey var ki anlatamam. Bazen susmak daha iyi geliyor insana. Bir gün yazarım diye ertelediğim ne çok şey birikti içimde. 😌