You are currently viewing İnkisar

İnkisar

Bilmem farkında mısınız, zamanın nasıl akıp gittiğinin? Kovalamaca sürüyor. Kaçan bazen biz olsak da, ekseriyetle zaman oluyor. Neden insanlar zamanın peşinden koşarlar, bilen var mı? Nasıl olsa bir yerlerde takılıp kalmayacak mı, o? Ayakları dolaşıp düşenlerin, hep kaçanlar olduğunu görmedi mi insanlar, yakalayıp harcadıkları bunca zaman içinde? Bizden kaçan zamanın, bir yerlerde düşüp kalacağı muhakkak ve onu yakalayacağımız da.

Ama bu, neyi değiştirir? Düşüp, kolunu bacağını kırmış bir zaman neye yarar? Kırılan zamanla birlikte umutlar da paramparça olmuyor mu? Ve bir yanı eksik umutlarla yarınlara yol almanın güçlüğü… Zaman vurgunu kırık aynalarda, kendini bütünleme çabası… Zamana söz geçirememenin ezikliği… Bütün bunlar insanın acziyetini ortaya koymuyor mu?

Peki ne oluyor bize? Hükmedebilmek için yıl, ay, gün, saat, dakika, saniye diyerek bin parçaya ayırdığımız zamana bile sözümüz geçmezken, mağrur mağrur geziyoruz. Sert adımlarla sahipleniyoruz dünyayı. Yaşamak için, yere sağlam basmak gerektiğini söylüyoruz, bize isyan etmiş zamanların birinde. Ayakaltına aldığımız değerleri ezmek isteyişimizden mi kaynaklanıyor yoksa, yere sağlam basma çabamız?

Yolun sonundaki çiçek siluetlerine koşarken, önündeki lâle bahçelerini çiğneyip geçen Âdem neslinin yitirdiği değerler hesaba gelmiyor.

“Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer”1 diyen şair nerede şimdi? Hâlimizi görmeliydi bir. Onlar hem geçmişi dolu dolu yaşamışlardı, hem de yaşadıklarının hayalini kurabilecek kadar cesurdular. Biz mi? Hayal kurmadığımızı söylemek abes olur. Ama hangi birimiz sahip çıktık hayallerimize? Onları gerçeğe dönüştürmek için ne yaptık? Kurduk, kurduk, -saat kurar gibi- hiç aralıksız hayal kurduk. Sonra da çıktık üstüne, yeryüzünü seyrettik. Bilmedik ki, gerçeğin rüzgârı yıkar bizim hayallerimizi. Temeli olmalıydık o binanın. Altına girmeli, omuzlarımızda taşımalı, kaçırmalıydık. Lâkin sahiplenemedik. Hayal karın doyurmaz deyip, realiteye çağırdık insanları.

Sonrası ne oldu? Hayal kırıklığı. “Bu ne yaman çelişki anne.”2


  1. Hayalî, Gazel ↩︎
  2. Yusuf Hayaloğlu, Hani Benim Gençliğim? ↩︎
Beni bilgilendir
Bildirim
guest
0 Yorum
Satır içi geri bildirim
Tüm yorumları gör