Furkan’a…
Farz et hiç yaşamadım, on yedi değil yaşım
Unuttu neşe beni ben acıyla sırdaşım
Ruhum yoldaş arıyor günlerin mahşerinde
Kalbime teselli yok Leyla da yok Şirin de
Ardımda kalan yıllar yoluma bakmasınlar
Ne yarından beklentim ne geçmişe ahım var
Halime ile ilgili akrostiş Mazi Masalı
Ayşen ile ilgili akrostiş Takvimlerin Dilinde
Burak ile ilgili akrostiş Unuttuğum Günler
Akrostişle yazılmış diğer şiirleri liste halinde görmek için “akrostiş şiirler” sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Merhabalar.
Furkan’a yazılmış şiirinizi okudum. Güzel bir akrostiş şiirdi. Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Kaleminiz daim ve güçlü olsun. “Ne yarından beklentim, ne geçmişe ahım var” dizesine “ne de geçmişe ahım var” şeklinde “de” ekini eklemiş olsak, mana ve anlam bütünlüğünü, ya da şiirin senfonisini bozar mı kuvvetlendirir mi merak ettim doğrusu?
Selam ve dualarımla.
Recep Bey, kıymetli yorumunuz ve ziyaretiniz için teşekkür ederim.
“Ne… ne…” bağlacı sizin dediğiniz gibi de kullanılabilir elbette. Dilin kullanımları içinde her ikisi de mevcut. Benim öyle kullanmaktaki asıl amacım ölçüyü bozmammaktı. Bu tarz kullanımlar malumunuzdur ki şiirde görülebilir. Tabi şiirin “mana ve anlam bütünlüğünü ya da şiirin senfonisi” kısmı öznel bir değerlendirme olacağı için yoruma açık.
Sağlıcakla…
Hayırlı günler hocam,
Birkaç hafta önce sitenizi tevafuken ziyaret etmiştim. Birkaç yazınızı okumuş ve beğenmiştim. Halen, sitenize arada bir girip hoş vakit geçirdiğimi belirtmek isterim.
Gelgelelim bu yorumu yazma nedenime. Şiir severim. Çok severim. Ezberimde kaç mısra var, gönlümde kaç şairin izi var bilmiyorum. Bilmiyorum derken, çok olduğundan değil, gerçekten bilmediğimden 🙂 Ama, az da değil hani 🙂 Velhasıl, şiir severim ama akrostiş şiir sevemedim, sevemiyorum. Bilmiyorum, sanki çok zorlama, çok yapay gibi geliyorlar bana. Şiir tadı alamıyorum. Belki de bu hoşnutsuzluk bakış açımın darlığındandır, bilemiyorum.
Sevebildiğim tek akrostiş şiir Mona Rosa idi. Mona doğaldı, içtendi, şairinin gönlünden taştığı aşikardı. Diğer akrostiş şiirlerde bu hissi yaşayamıyorum.
Beni yanlış anlamayacağınızı ümit ediyorum, niyetim sanatınızı yargılamak, küçümsemek değil. Yalnızca duygularımı paylaşmak istedim. Umarım dürüstlük ile kırıcılık arasındaki çizgiyi aşmamışımdır.
Selam ve dua ile.
Merhaba sevgili Kâri’…
Tesadüflere yer yok hayatta. Bizi karşılaştıranın bir muradı olmalı.
Çıtayı öyle yüksek tutmuşsun ki hem sevindim hem endişelendim. Şiirimi Sezai Karakoç’la kıyaslarsan bu baştan mağlubiyet olur. Yenildik say. Ama benim karaladıklarımdan çok daha ağır çekecek bile olsa Mona Roza’nın karşı kefesinde olmak mutluluk verici. Önemli bir noktayı göz ardı etme. Mona Roza doğrudan bir sevgiliye yazılmış, mükemmel bir aşk şiiri. Benimkiler…
Akrostiş benim için bir sanat aracı değil zaten. İşin eğlence kısmı. Çünkü bunların yazılış amacı üç beş genci mutlu etmekti. Ki hâlâ öyledir.
Eleştiri elbette olmalı. Herkesin beni alkışlıyor olması kadar korkunç bir şey olamaz hayatta. Şiir gibi çok su götüren bir sahada ben de her yazılanı beğenmiyorum zaten. Bazı şairleri neredeyse hiç okumuyorum. Ama şair takıntım yok, güzel şiir bulunca kimin olduğuna bakmam, alırım.
Sen yine gel, ara sıra da olsa yorum yazarak düşüncelerini paylaş. Merak etme kırılmayız. Biz zora talibiz. Zor olan kırmamak değil, kırılmamaktır. 🙂
Teşekkürlerimi iletiyorum.