Sevgili Gizem,
En uzun gecenin en kısa gününe sıkıştı kelimeler. Üstelik kıyametle ilgili, Mayalara ait ortalıkta dolaşan bolca “songörü” varken. Kısa günün kârı say artık yazılanları.
Kısacık bir günde kaleme alınanları okumak için uzun bir gece seni bekliyor olacak. Kısa bir okul hayatının ardında uzun bir geleceğin, kısa bir ömrün ardında uzun -hatta sonsuz- bir âlemin beklediği gibi.
Gün gelir, başlarken çok uzun gördüğün yolculuğun, bulunduğun noktadan dönüp baktığında düşündüğün kadar uzun olmadığını fark edersin. Zor tüketilen ama kolay biriktirilen yıllardır lise yılları. Şimdi biriktirdiğin dört yılı yüklenip omzuna demir alma vaktidir. Sen gidersin. O gider. Otobüsler, trenler gider. Uçaklar sonsuzluğa havalanır. Gemiler kaybolur ufukta. Velhasıl gidersiniz.
Sonra bir şair çıkar, adı Ümit Yaşar olan. İki mısraya sığdırır satırlar boyu anlatamadığımız ayrılığı: “Korkunç yalnızlığıyla baş başa / Rıhtımda bir adam kaldı” der. Korkunç yalnızlığıyla… Yıllardır yaşanan ama hiç kanıksanmayan bir duygudur bu. Yaşayanların bildiği. Tarafınızdan bilinmeyen!
Velhasıl “Adam dertli, adam darmadağın / Dokunsalar ağlayacaktı”…1
- Ümit Yaşar Oğuzcan, Rıhtımda ↩︎