Sevgili Esra, “Bir beyaz gemiydi ayıran onları / Kadın güvertedeydi, adam rıhtımda / Şimdi unuttum yüzünü kadının / Adamın gözleri aklımda” mısralarını kaleme alan şair hangi ayrılık sahnesini anlattı, ne sen biliyorsun, ne ben biliyorum. Hayli zamandır limana doğru yaklaşan bir beyaz gemi, bir sabah…
Sevgili Rahime, Farkındaysan tükeniyoruz. Biz yılları tüketiyoruz. Yıllar bizi. Verdikleri, alıp götürdüklerinin yanında ne ki? Ah! Ömür geçiyor. Yerine ne konulur? Sendeki anlamını tahmin edemediğim bir hicrana kapı aralıyor saatler. Sen ve arkadaşların (kimler olduğunu hatırlamak isteyip istemediğinden emin değilim!) benim, bu okuldan ilk mezunlarım…
Sevgili Emel, Bir gün bir düdük öter, bir gemi gitgide ufalır ufukta. Korkunç yalnızlığıyla baş başa bir adam kalır rıhtımda. Ümit Yaşar’ı okuduysan bilirsin bunu. Okumadıysan, söylediklerimin bir karşılığı yoktur. Gitmek bir zorunluluk olduğunda ne durdurabilir insanı? Sanırım hiçbir şey. Seni de hiçbir şey durduramaz…