Vuslat bir dikenli yol, umutlarım kan içinde.Ulaşırım sandığım sıla, hayalinden bile uzak.Başladığım yere gelmişim devran içinde.Son sefere çıkarken, çekingen ve korkak,Yollara mı kızayım? … Sana olan koşumda kalplerde konakladım.Hiç birine borcum yok, alacağım cabası.Ecel heyulâ gibi yaklaşırken adım adım,Kaç şeb-i yeldâ geçti, geçmiyor hicran yarasıYıllara…
Bugün en uzun geceye yani 21 Aralık’a dair bir yazı kaleme alma fikrindeyim. Şu anda o geceyi yaşıyoruz, bilmem farkında mısınız? “Blog Yazısı Yazmanın En Kolay Yolu” başlığı ile ironik bir yazı yazmıştım geçen günlerin birinde. Çok hoş geri dönüşler oldu. Yazının amacı “Blog yazısı…
Birazdan gün doğacak, en karanlık gecenin en karanlık anına doğduğu gibi. Bitmeyen gece var mı? Mademki gecedir, biter; şeb-i yelda olsa bile. Gece biraz zulmettir, biraz korku. Belki biraz da yalnızlık… Toplarsanız hepsini “biz” eder. İnsan, yani gece tortusu… Ne garip bir koleksiyoncudur insan! Bazen…