Yaz kızım: Bizden adam olmaz.
Biz ne zaman keyifli yazılar yazacağız ki?
#Anadolu
Trabzon’da Anadolu lisesinde öğretmenlik yapan yurdum insanlarından(!) biri kendine düşman gördüğü bir siyasi görüşe sahip öğrencilerin notlarını kırdığını yazmış Twitter’da. Ağzım açık kaldı. Cümlesini aynen alıyorum buraya. “Bugün CHP’li öğrencilerimin notundan kırdım.” Cümlenin devamında iktidara destek olan iki de etiket vardı, sayfam kirlenmesin diye onları almadım.
22 yıl öğretmenlik yapmış biri olarak bunu ben nasıl düşünemedim diye kendime kızıyorum. :))
Bu tiviti okuduktan sonra geleceğe dair ümitlerimi iyice yitirdim. Ve şuna artık eminim ki Amerika da bizi kıskanıyor, Avrupa da. Bu öğretmen müsveddesi -belki okulu değiştirilerek- çalışmaya devam edecek, ama benim gibi binlercesi ise… Vazgeçtim, yarım kalsın bu cümle. Sizin irfanınıza güveniyorum ben. Tamamlarsınız.
#Tecavüz
Bazı etiketler var ki sürekli kullanılıyor olması bile üzüyor beni. Gün geçmiyor ki Türkiye yeni bir tecavüz haberiyle uyanmasın. Müslüme bebeğin kaybolduğunu ve on gün sonra ölü bedenine ulaşıldığını yazmıştım birkaç gün önce. Küçük kızın önce annesi sorguya alınıyor, sonra dedesi.
Adlî tıptan gelen raporda kıza dedesi tarafından tecavüz edildiği yazıyor. İşin daha vahim boyutu, kızın biyolojik babasının dedesi olduğunu öğreniyoruz. Hatta Müslüme’nin büyük kardeşlerinden birinin babası da yine dedesi çıkıyor. Sayfalar boyu yazsan yazılır bu konu hakkında.
Küçük kızın ölümüne mi üzülelim, tecavüz edilmiş olmasına mı, kayınpederi tarafından defalarca tecavüze uğrayan geline mi? Düşündükçe dilime küfürler sıralanıyor. Yapabileceğim başka hiçbir şey yok maalesef. Kanun ne yapacak şimdi bu dedeye, yani dede kılıklı caniye?
Bir şeye daha değinmeden geçmeyeyim. Dünya kuruldu kurulalı devam eden bir olgudur erkek kadın arasındaki çekim kanunu. Sosyal mecrada, gazetede, TV’de her gün görüyoruz kadınların uğradığı tacizleri, tecavüzleri. İşin kötü tarafı bu tartışmalar genelde kadınların davranışları, giyim kuşamları üzerinden yapılır. İlk düğmeyi yanlış ilikleyince sonrası doğru gelmiyor. Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki bir yerde kadın varsa değil, erkek varsa korkacaksın. Erkeğin olduğu bir yerde şehvetin olmaması mümkün değil. Bu ister sapıklık boyutunda olsun ister daha insanî boyutta olsun. Biraz daha ileri götürüp şunu da sorayım. Aşk denen kavramın arkasında da gizli bir şehvet yok mudur? Cevabını erkekler versin.
Bu kadar girift bir konuda ölçümüz ne olmalı sorusuna da kısa bir cevap vermeye çalışayım. Kadınların ölçüsü Peygamberimizin kızı Hz Fatıma olmalı. Vücut hatlarım belli olur düşüncesiyle öldüğünde tabutuna sarılacak olan örtünün ince olmasından endişe duyan ve bunun üzüntüsünü yaşayan Fatıma. Erkeklerin ölçüsü de bir peygamberdir: Hz Yusuf. Kendisine sahip olmak isteyen Züleyha üzerine yürüyünce “Ben Allah’tan korkarım” diyerek ondan kaçan Hz Yusuf.
Benim ölçüm budur. Gerisi size kalmış.
#Kestane
Yazıyı yayına almadan önce Twitter’a bir bakayım dedim. Üzerine bir şey söylemeden alıntılayıp geçiyorum.
Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak’tan tüm dünyaya selamlar!
༄
Bu arada mahkeme Müslüme dosyasına yayın yasağı getirmiş. Aferin size!
Sen de düşüncelerini paylaş!