You are currently viewing Unutma Yarışı

Unutma Yarışı

Sevgili Büşra,

Yakın zamanda kaybettiğimiz büyük şair Abdurrahim Karakoç bir şirinde “Resmine baktığım güzel kız, genç kız / Unuttum, unuttum, unuttum seni / Eski bir albümde durursun yalnız / Unuttum, unuttum, unuttum seni” mısralarıyla anlatır gidenlerin bir gün unutulacağını. Bu, hep böyle midir? Böyledir!

“Çok sevdiğim hocalarım bir gün beni unutacak mı yani?” diyerek siteme başlamadan senin de bir gün burayı, bu sıraları, bu bahçeyi, bu okulu unutacağını hatırlatmak isterim. Bir unutma yarışı değilse de yaptığımız, ömrümüzden düşen her yaprak usul usul örter mazinin üstünü.

Yıllar, yıllar sonra açıp okunacak bir yıllıkta karşılaşacağın birkaç güzel satır gözlerinden süzülen yaşın müsebbibi olacak ama sen o çocuksu satırları da seveceksin, gözyaşlarını da. Fotoğraflara bakarken adını hatırlayamadığın arkadaşlarına üzülecek, geçmişin tozlu raflarında isimler arayacak, hatıradan hatıraya koşacaksın. Sonrası “elde var hüzün”.1 

Madem gitme telaşı düştü yüreğine, yolun açık olsun. Her şeyi al da git. Bavulunu ve gönlünü geniş tut. Ne kadar sıra, ne kadar bahçe, ne kadar okul alırsa içi… Ne kadar sararmış fotoğraf, yıpranmış anı varsa. Ve el değmemiş hüzünler…

Gönlümüz ne kadar genişse o kadar değil mi insanlığımız!


  1. Attila İlhan, Elde Var Hüzün ↩︎
Beni bilgilendir
Bildirim seçiniz
guest
0 Yorum
Satır içi geri bildirim
Tüm yorumları gör