You are currently viewing Zamansız Gelen Ayrılıklar

Zamansız Gelen Ayrılıklar

Sevgili Şeyma,

“Biz çocukken hatıra defterlerimiz vardı. Bir de kalbimiz kadar temiz bir sayfa ayırdığımız için teşekkür eden arkadaşlarımız…” diyen sendin.

“Tadını unutmaya korktuğumuz, ürperip geriye bakamadığımız, ne kadar yazmak istesek de yazamadığımız hatıralar vardır. Zamansız gelen ayrılıklar yüzünden…” diyen de.

“Yazılanlar aynı, tarihler aynı, kişiler farklı. Zaman ne çabuk geçiyor.” ifadeleri de sana ait. Şair Sezai Karakoç’un mısralarından mülhem… Ben de diyorum ki: Tarihler farklı, kişiler farklı. Yazılanlar? Onlar da farklı. Kelimeler aynı, cümleler benzer görünse de -belki bilmezsin- hep aynı şeyi anlaťmaz yazılanlar.

Kader planında hiçbir şey zamansız değilken insanoğlu yarım kalmış bütün hayalleri, ümitleri hayatın zamansızlığına yükler. Bu aczimizin göstergesidir. Aslında öyle olması gerektiği için öyle olmuş, hiçbir şey yarım kalmamıştır.

Ve biz yarım kalmış dediklerimizi tamamlamak için elimize kalemi aldığımızda, yine öyle olması gerektiği için öyle olan bir kaderin işleyişine şahitlik etmekten öte bir şey değildir yaptığımız.

Bahtına ‘ertelenmiş hatıralar’ düştü. Keşke Zeybekler çatısı altında buluşturabilseydik kalemle kağıdı. Dedim ya, kader! Gidenlere ağıtlar yakarken bir gün veda bile edemeden gideceğimi bilseydim daha çok deftere not düşer, kelimeleri daha fazla kulakla, gözle aşina kılardım. Çünkü “Söylenmeyen her güzellik kalp ağrısına dönüyor. Yazılmamış her şiir ölüm oluyor sonunda…”1

Umulur ki bir zaman yollar yine kesişir, sararmış, solmuş yaprakların arasında neden boş kaldığını bilemediğin o sayfaya bu satırları da iliştiririz. Yazarında emaneten duran cümleler sahibine teslim edilir, kalp ağrısına dönmeden güzellikler yeni yüreklerde filiz verir. Belki bir şiir olur.

O sayfa hâlâ boş değil mi!


  1. Ömer Sevinçgül, Yazar Olmak İstiyorum ↩︎
Beni bilgilendir
Bildirim
guest
2 Yorum
Satır içi geri bildirim
Tüm yorumları gör
şeyma aydın
şeyma aydın
14 Ağustos 2014 13.02

“Bakakalırım giden geminin ardından
Atamam kendimi denize, dünya güzel
Serde erkeklik var, ağlayamam.”

demiştiniz bir zil öncesinde. Anlamıyorduk o zaman bu kadar var, yok nedir.. hüzün, keder, ayrılık, sevinç, mutluluk, YAZMAK, yaşanılanı yazmak bu kadar değerli değildi.. Boş sayfalar dolmalı hocam.. Keşke dememek için geçmişte boş sayfa bırakmamalı. Kadere sımsıkı bağlanmalı, inançla, umutla, geleceğe bakarak, güzel şeyler bırakarak yaşamalı.. “iyi ki varsın” dedirtmeli.Siz hayatımıza güzel şeyler bırakan nadir insanlardansınız. teşekkür ederim, teşekkür ederiz. iyi ki varsınız.