Duyguların dile gelmesi kolay değildir. Bunu bir de kelimelerle yapacaksanız yüreğinizi kanatmayı göze almış olmalısınız. Yoksa ne anlamı kalır kelimelerin…
“Ayın Çocuğu” olmanın sevincini seninle paylaşıyoruz. Böyle olmasan da sen bizim dünyamızın her şeyiydin zaten. Hiçbir şey olmasan/olamasan bile her şeyimiz olmaya devam edeceksin.
Çünkü emanetsin. Emanete ihanet edilmemesi gerektiğini öğrendik biz.
Çünkü hediyesin. Hediyenin güzelliği kadar -hatta ondan daha çok-, ‘hediye eden’in güzelliği içimize ışık saçıyor.
Bir yolculuk bu. Biz mi sana eşlik ediyoruz yoksa sen mi bize eşlik ediyorsun emin değiliz. Ama hangisi olursa olsun biz fazlasıyla mutluyuz bu yolculuktan. Sana yoldaş olmanın/olabilmenin haklı gururunu yaşıyoruz senin bilmediğin zamanlarda.
Senin de bu yolculuktan aynı hazzı alabilmen için tüm çabamız. Öğretiyoruz demek biraz iddialı olur. Ama öğrendiğimiz kesin. Senin (ve de bütün çocukların) o göz değmemiş hayal ve umutlarıyla bakabilse keşke bütün anne-babalar dünyaya. Nedensiz sevgilerin ayırdında olsa bütün yürekler.
Senin gülücüklerinle şenleniyor bu âlem. Hazan vurmasın yüreğini diyerek titriyoruz üzerine. Asılan suratlarımız, çatılan kaşlarımız sevgisizliğimizin izdüşümü değil kesinlikle. Solarsan solduğumuzu/solacağımızı nereden bileceksin ki?
Unutmadan…
Seni her gün emanet bıraktığımız istasyonda senin her türlü zahmetine katlanan güzel insanların hakkını ne sen ödeyebilirsin, ne de biz. Yaşananlar, geçmiş adını alıp yavaş yavaş sararmaya başlayınca albümlerde, hatırda kalan birkaç güzel yüzden biri mutlaka bu istasyondan olacak. Yaşayıp öğreneceksin.
Bir şeyi bilmeni çok istiyorum. Bir babanın evladına yapabileceği pek çok iyilik vardır. Anlatsam sayfalar almaz. Ama bunların en güzeli ‘çocuğunun annesi’ni sevmesidir. Hangi gün var ki, ben sana bu iyiliği yapmamış olayım!
Seni çok seviyoruz. Çünkü oğlumuzsun, çünkü canımızsın. Bir güzel hediyesin Mevla’dan. Kıymet bilene/kıymet biline…
cümleler baban, ilham annen…
Bu yazı, 2008-2009 eğitim öğretim yılında Mehmet Özen İlköğretim Okulu ana sınıfı öğrencisi olan “paşam” ayın öğrencisi seçildiğinde sınıf panosu için kaleme alınmıştı.
Paşam, şimdi sensizliğin acısı bir kor gibi dağlıyor yüreğimi. Tarifi olmayan bir acı bu. Yazmasam kanıyor, yazsam kanıyor…
Bedirhan biz seni çok ozledik.
Ah paşam! Kelimelerin dili olsa da anlatsa bu hasreti…