Twitter etiketleri üzerine üç beş yazı yazmıştım bu yılın başında. Sonra arkası gelmedi. Oysa Twitter’da öyle etiketler vardı ki yazıya konu edilecek, değil haftada bir yazmak her gün yazsanız malzeme hazırdı. Ben hep yaptığım gibi hevesim kaçınca bıraktım.

Şimdi yeniden gündeme dair bir şeyler karalıyorum. Hepsi ayaküstü yazılar bunların. Gündem değişince anlamını yitirecek belki bir çoğu. Olsun, siz yine de okuyun.

#Müslüme

Küçük bir yörük kızı Müslüme. Ailesi çadır kurarken kaybolmuş. Günler sonra cesedine ulaşılıyor. Ölüm sebebi adlî tıp raporundan sonra belli olacakmış.

Şu veya bu, ne fark eder ki? Hiçbir sebep Müslüme’yi geri getirmeyecek. Ailenin gözyaşını dindirmeyecek. Belki daha da artıracak acıyı. Katlanılmaz kılacak.

Nasıl bir ülkeyiz biz böyle? İnsan hayatının beş para etmediği, her gün birkaç kadın veya çocuk cinayetinin işlendiği, zulmedenlerin alkışlandığı, acıya kimsenin ses çıkarmadığı… Bizden adam olmaz. Eğitim, şu, bu… Ne yaparsak yapalım, bir arpa boyu yol alamıyoruz.

#Yayınla

Bir dönemin mafya liderlerinden biri bir Arap ülkesine sığınmış ve oradan ülkeyle dalga geçiyor. Elinde +18 diye tabir edilen kasetler olduğunu söylüyor ve bunları yayınlamakla tehdit ediyor birilerini. Diğer yanda da bir futbol taraftarı fanatikliği içinde “yayınla, yayınla” diyerek tempo tutan anlaşılmaz bir kitle.

Ben ne mafya liderinden yanayım, ne de onun cephe aldığı zalim güruhtan yana. Filler tepiniyor. Eziliyoruz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama haklı anlamakta zorlanıyorum. Yanlışları düzeltmenin yolu yeni bir yanlış mıdır? Nasıl diyor siz gençler: Kafamda deli sorular…

#Dolar10TL

Ekonomi sıfırı tüketti. Döviz sürekli yükseliyor. “Dolar üç lirayı geçerse yüzüme tükürün.” demişti çakma ekonomistin biri. Dolar şimdi 10 TL’yi geçti. Hatta hızla 12’ye doğru ilerliyor. Bu nasıl bir yüzsüzlüktür ki o kadar tükürüğe rağmen hiç kimse koltuğunu bırakmıyor.

Hani hep söylenir ya, zor günler geride kaldı, daha zor günler bizi bekliyor, diye. Tam oradayız işte. Geçmiş olsun.

#AyTutulması

Bugün son 580 yılın en uzun süreli Ay tutulması gerçekleşecekmiş. Yaklaşık üç buçuk saat sürecek olan tutulma Türkiye’den izlenemiyor maalesef. İzlemek isteyenler Kuzey Amerika’ya gitsinler. En net oradan görülecekmiş.

İnsanlık tarihi boyunca Güneş ve Ay tutulmaları hep merak uyandırmıştır. İnsan, hayatını düzenlerken içinde yaşadığı Dünya’yı önemsediği kadar ilişki içinde olduğu Güneş ve Ay’ın hareketlerini de önemsemiş, yorumlarda bulunmuş ve yaşanan olayları anlamlandırmaya çalışmıştır.

Kısa bir bilgi edineyim diyerek araştırma yaparken karşıma Tübitak‘ın bir sayfası çıktı. Ben sadece son paragrafını alıyorum. Yazı biraz uzun ve bilimsel. Okumak isterseniz bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Diyor ki Prof. Dr. Berahitdin Albayrak, “Dünya’nın bugünkü yaşanabilir halini önemli oranda Ay’ın varlığına borçlu olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.”

Ay, bizim için önemli. Önemli ki onun bir döngüsünü zaman birimi olarak kullanıyoruz. Hayatınızdan yılın on ikide biri olan ayı çıkarın bakalım ne olacak? Elbette başka bir isim bulup hayatımıza devam ederdik. Ama ayın adını vermişiz. Seviyoruz çünkü onu.

Antrparantez (istitradî) bilgi: İstenmeyen tüyleri alırken bile ayın evrelerine dikkat edilmesi gerektiğini buna ihtiyacı olanlar çok iyi biliyor. Sanırım ‘son dördün’de alınmıyordu. Diğer zamanlarda alınırsa tüylerin arttığı ve hızlı uzadığı söyleniyor.