İyi bir blog yazısı nasıl yazılır? Bilmiyorum. Kötü bir blog yazısı nasıl yazılır? Biliyorum. Anlatayım.
Blog yazısı yazma ile ilgili belki yüzlerce yazı okudun. İçlerinde sana fayda sağlayanlar da olmuştur muhakkak. Baştan belirteyim ki bu tarz yazıların tadı tuzu olmaz. Samimiyetten uzaktır çoğu. Emredici bir anlatımı vardır. Öyleyken bunları okuruz biz. Belki ilginç bir bilgi vardır içinde diyerek. Ama yoktur. Bildiğiniz şeyleri tekrar edip durur bu metinler.
Yukarıda eleştirdiğim her şey benim için de geçerli. Ama ben yapmadığım bir şeyi okuyucudan istemem. Size blog yazısı yazmanın yollarını anlatırken aslında yaptıklarımı anlatıyor olacağım(!). Yüzlerce kez iyi bir blog yazısının nasıl yazılacağına dair metin okumuş birine kalkıp benzeri bir metni yeniden okutmak anlamsız bir eylem olarak duruyor karşımızda. Yine de sen bilirsin!
1. Okumayın
Okumak tehlikeli bir eylemdir. Okursanız her şeyden değilse de pek çok şeyden haberiniz olur. Bilginiz arttıkça rahatsızlığınız da artar. Kendinize rahatsızlık vermek istemiyorsanız okumayın. Okursanız potansiyel suçlu olursunuz. Demedi demeyin!
2. Yazmayın, yazarsam roman olur diye avunun
Sen birinci maddeyi yerine getirdiysen ikincisi zaten kendiliğinden gerçekleşecektir. Herkes iyi bir yazar olmak zorunda değil ancak herkesin anlatacağı bir hikayesi var. Bunu yapmanın en kolay yolu da yazmak. Yazarken zihnin işler ama bu da okumak gibi tehlikeli bir iştir. Sen en iyisi “Ben yazarsam öyle bir yazarım ki herkes bayılır yazdıklarıma.” diye bir masal uydur ve akşamları bununla uyut kendini.
3. Gözlem yapmayın
Gözlem? Genelde gözle yapılır. Başarılı olmak istiyorsan etrafında olup bitenlere kör olmalısın. Hem sana ne, kim nasıl yaşıyor, nerelere gidiyor, derdi tasası var mıdır? Nisan mı güzeldir, eylül mü? Kar mı daha güzel yağar, yağmur mu? Sonbaharda ölen dalların ilkbaharda yeşermesi… Kuşların sesi, kedinin sırnaşması… Bir bebeğin gülümsemesi, sevgilinin titreyen kalbi… “Dert etme, iyiyim ben / Ara sıra mahşer / Ara sıra yaşama hırsı” şarkısıyla içtiğimiz akşamlar… (Benimki açık olsun!)
4. Eleştiriye izin vermeyin
Zinhar! Onlar kim ki seni eleştirsin. Sen blog sahibi koskoca bir yazarsın. Ne hadlerine seni eleştirmek. Büyük yazarları eleştirmek isteyenler önce büyük yazar olmalılar değil mi? Ölçüyü buradan koyarsak seni eleştirebilecek pek kimse kalmıyor zaten ülkede. Öyleyse kafamız rahat olabilir.
5. Yazılarınıza kıyamayın, hepsini saklayın
Yazarların kendilerini körelten davranışları vardır. Bunların başında da yazdığı her yazıyı çok önemsemek gelir. Eğer sen kötü bir blog yazarı olmayı kafaya koymuşsan yazdığın hiçbir yazıya kıyma. Hepsine gözün gibi bak. Sen büyük bir yazarsın veya adaysın. Yazdığın her kelimenin ne kadar önemli olduğunu ileride anlayacak insanlar. İşte insanlar henüz bunu anlamadıkları için senin o yazılan şeyleri saklaman gerekiyor.
6. Türkçeye saygı göstermeyin
İşte burada bir dakika duralım. Saygı duruşu değil bu. Her dilin kendine has kuralları var. Hadi bu kuralları en ince ayrıntısına kadar bilmeyi işin erbabına bırakalım. Hiç olmazsa asgari kuralları bilmek gerekiyor. “Dilin kuralı mı olurmuş? Ben istediğim gibi yazarım.” diyerek söylenme. “İstediğini söyleyen istemediğini işitir.” kuralı gereğince “İstediğini yazan istemediğini okur.” kuralına katlanmak zorunda kalırsın. Böyle bir kural var mıydı, ben başka bir şeyle mi karıştırdım, emin değilim. Yaşlılıktan olmalı.
7. Okur ne istiyorsa onu yazın
Okur önemli. Hatta çok önemli, çopçok (çomçok, çorçok, çosçok da olabilir) önemli. Okur bir kez küserse bir daha barışmayabilir. Burada tavşan kimdir, dağ nicedir, bu konulara girmeyelim. Okurunu yetiştiren yazar olmayı bir kenara bırakın. Yazarını şekillendiren okur lazım bize. Aslında Türk edebiyatının en büyük eksiği budur.
8. Hırsızlık yapın
Bak bu, modadır. Çağın en gözde sanatıdır. Çalacaksın. Ama bir şartla, çaldığını söyleyeceksin. Burnuma siyaset kokusu geldi. İlk kavşaktan dönüyorum. Başka yazarlardan esinlenmek yazarlığın doğasında var. Sen kötü bir yazar olmak istiyorum diye yola çıkmışsan esinlenmeyi boş ver, doğduran aşıracaksın. Başkalarının yazdığı metinlerin altına cesurca yapıştıracaksın adını. Kimse de silemeyecek. Adamsın!
9. Yazdıklarınızı hemen yayınlayın
İşten yorgun gelinen bir akşam bilgisayarın başına geçtin ve bir metin yazdın. Kutlarım. Şimdi sıra bu dünya harikası metni diğer insanların gözüne sokmaya geldi. Okur kitlesi biraz nankördür. Öyle gözlerine sokmazsan seni hemen unutur. Daha çayından iki yudum içmeden ver yazıyı fırına. Hatalarını bir başka akşam fırsat bulursan düzeltirsin. Vakit bulamazsan bırak öyle kalsın. Zaten kim fark edecek ki?
10. Yazdıklarınızın hepsini yayınlayın
İyi kötü ne yazmışsan okuyucuların bunların hepsini görmeli. Değerli bir yazarın bir kelimesi bile çok önemlidir. O bir kelimeyi ortaya koyabilmek için kim bilir ne kadar ıkındı yazarımız. Siz öyle her şeyi kolayından çıkardığımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Madem bu iş zor, o halde eser olarak ne yumurtlamışsak hepsini başkalarına gösterelim. Yazdıklarımızın hepsini şimdi yayınlayalım ki yarın hak vaki olunca araştırmacılar bizimle ilgili bir şey bulduklarında savunmasız kalmayalım.
Yukarıdaki on maddeyi yazarken aklıma en az on madde daha geldi. Yazacaktım ama yazının başlığını değiştirmeye üşendim. Şimdi burada kendime söz veriyorum, bir daha yazıyı yazmadan başlık yazmayacağım. Yazarlığımı köreltiyorum istemsizce.
Buraya kadar sabırla okuduysan sabrından dolayı kutlarım seni. Nihayetinde kötü bir blog yazısı nasıl yazılır artık sen de biliyorsun. Bilgi gibisi var mı? Uygula, neler olacağını gör. Ama 8. maddeyi uygulayarak yapma bunu.
ilginç bir bakış açısı 👀
Teşekkür ederim Mustafa. Doğrudan söyleyince kimse dikkate almıyor, ben de tersinden birkaç kelam edeyim dedim. İşin gerçeği biraz da bu tarz yazıları “ti’ye almak” içindi bu yazı. 🙂
sanki başka bir blog yazısından arak gibi… böyle kelimeli falan.
İnternet ortamında benzer yüzlerce yazı bulabilirsiniz. Bu yazı için bir yerden faydalandığımı veya alıntı yaptığımı hatırlamıyorum. Keşke somut örneklerle belirtseydiniz.
Yazıya biraz aşinalığınız olsa yazılmış binlerce yazının benzerlik gösterdiğini görecektiniz. Konular bellidir. Ayırıcı özellik sadece üsluptur. Yine de sağlık olsun.
Hocam çok iyi yazıya dökmüşsünüz, tebrik ederim. Tavsiyeler için de teşekkürler. 8. madde cepte 😉
Teşekkür ederim Bilgimsel Blog. Daha güzelleri senin olsun inşallah.
Sadece 8 değil, bütün maddeleri cebinde taşıyabilirsin. İhtiyacın oluğu için değil, ihtiyacı olanlara vermek için. :))