Nisan Gibi Yağmalı

You are currently viewing Nisan Gibi Yağmalı

Sevgili Cemile,

Acele etsen iyi olacak. Yoksa ıslanacaksın. Bu ne yağmurdur böyle vakitsiz, deme. Her haziranda böyle olur buranın iklimi.

Nasıl yağmalı sence?

Bardaktan boşanırcasına mı? İnsanların hazırlıksız yakalandıkları. Önce bir insan seli görürsün caddelerde. Koşuşan… Nereye aktığı belli olmayan. Ceketlerini başlarına çekenler. Poşetlerini şemsiye yapanlar. Kitaplarına kıymet verip baş üstünde taşıyanlar.

Ardından caddelerin taştığını görürsün.

Sanırım sen ahmakıslatanları daha çok seversin. Şöyle usul usul yağan. Yağmıyor gibi yapan. Âşıkların dört gözle beklediği. Hayatın tüm doğallığı ile sürdüğü. Farkına varsan, varmasan ıslandığın.

Pencerelere vuran yağmuru da seversin değil mi? Süzülen damlaların ardından görünen dünya başka bir dünyanın sahnesi gibidir. Her gün gördüğümüz manzara, birkaç damlayla nasıl da değişiverir. Damlaların içinde saklanır kâinat. Çoğalır.

Toprakta damla damla gözyaşı. Sanırsın ki, sokaklar boyu biri ağlayıp geçmiş. İzini sürsen bir çıkmaz sokakta kaybolursun. Toprak kokusunu unutmuş değilim. Suyun toprakla buluştuğu o ilk anda bir koku sarar âlemi. Vuslatın kokusu -belki- budur. Nedir ki, kısa sürer. Tam içimize çekmeden, çekemeden yiter güzellik.

Niye anlattım biliyor musun bunları? Bilmiyorsun. Ben de bilmiyorum. Bir güzelliği anlatmak için mutlaka bir neden olmalı diyenlerden değilim. Bazı zaman olur ki, güzellik kendini zorla anlattırır. Yağmur öyledir. Kelimelere hükmeder, hayallere hükmeder, söze hükmeder, size hükmeder. Çaresiz anlatırsınız.

Yağmur demişken; yağmur gibi yaşanan ve yağmur gibi geçen hayatlardan söz açmamak olmaz. Yağmur gibi… Bir hayatın üstüne yağan. Bir toprak kokusu bırakıp giden hayatlar. Ya da yağınca ortalığı sele veren hayatlar. Ya da ahmakıslatanlar gibi sessiz ve derinden ruha işleyen hayatlar.

Bunu da okumalısın:  Mahalle Duvarlarını Karalama

Daha kırkikindilerden bahsetmedim. Nisan yağmurlarına gelmedi sıra. İnsan yağacaksa nisan gibi yağmalı. Adı kendinden önce sarmalı hayatı. Kırk gün, her ikindi… Ah, içinden insan saklayan nisan…

Hadi kalk, acele et! Bu kalemin yağmuru sırılsıklam etmeden… Bir sığınak bul kendine. Islanmak güzel belki ama bu yağmur, o yağmur değil…

Beni bilgilendir
Bildirim seçiniz
guest
0 Yorum
Satır içi geri bildirim
Tüm yorumları gör