Bilgisayar arşivimi karıştırırken seçme şiirler diye bir dosya geçti elime. İçinde yüz kadar şiir var. Hafızam bana ihanet etmiyorsa 98 yılından sonra çalıştığım bir okulda duvar gazetesi için seçmiştim bu şiirlerin çoğunu. Şiir defterlerime ulaşmayı beklerken bir anda bu belgeye ulaşmak mutlu etti beni. Bu şiirleri zaman içinde size ulaştırmayı düşünüyorum. Umarım keyifle okursunuz.
Bu seçkiden bilinmeyen şiirler kategorisine ekleyeceğim ilk şiir daha doğrusu ilk iki şiir Seyfettin Başçıllar’a ait. Hafızamı biraz zorladım, bu şiirleri nereden derlemiş olabilirim diye. Beni herhangi bir yere götürmedi. Kolay da değil hani neredeyse yirmi beş yıl önce derlenmiş bir seçkiden bahsediyorum. İyi ki derlemişim diyorum şimdi. Çok emek vermiştim o yıllarda yaptığım her çalışmaya. Hiç pişmanlığını duymadım.
Okuyun, siz de pişman olmayacaksınız.
GAZEL
1
Güneyli bir ikindi, aylarda ekim
Dönüp dolaşıp olduğum yere gelmişim
Buğdaylar biçilmiş, bozulmuş bağlar
Güz darmadağınık ne renk kalmış, ne biçim.
Pırıl pırıl gökte sürülerimi otlatan
Bir yıldızım vardı Saman Yolu’nda yitirdim
Işık yıllarıyla ararken onu
Yanımdan geçmiş de görmemişim.
Düşmüşüm yollara üzgün ve bozuk
Ne azığım kalmış, ne içitim.
Dönmekteyim deli dervişler gibi
Üstümüzde dayanılmaz bir çekim,
Moleküller, atomlar, milyarlarca güneş
Yörüngelerde devinim içi devinim.
Hesaplar görülmüş, defterler kapatılmış
Bir ben yargı gününe gecikmişim.
2
Çağrılar işitilir uzaktan bir el olur
Biz ölürüz ölümler daha bir güzel olur.
Uçar hafifliğimiz ve bütün aşklarımız
Bilinmedik dillerde eşsiz bir gazel olur
O saat ki eriyip zaman içinde zaman
Ta başlangıca döner yeniden ezel olur
Bir bahar dalı gibi yüreğinde açılan
Kız yabancıya gider size artık el olur,
Geriye kala kala yanık bir türkü kalır.
Maceranız dillerde söylenen mesel olur.
Harmanını meydanda bırakma korkarım ki
Bir yangın çıkar ya da yağmur yağar sel olur.
Seyfettin BAŞCILLAR