Bilinmeyen şiirlerin bugünkü konuğu Ülkü Tamer, İkinci Yeni şiir akımının önde gelen temsilcilerinden biridir. 2018 yılında kaybettiğimiz şair, Batı dillerinden yetmişe yakın eseri dilimize çevirmiştir. Şiir, hikâye, anı türlerinde eser veren Tamer hakkında Memet Fuat “İkinci Yeni’nin, çağdaş İngiliz şiirini yakından izleyen, çeviriler yapan, Batı etkilerine açık bir şairiydi. Özellikle 1960’ların ikinci yarısında yazdıklarıyla kapalı şiir anlayışının kusursuz örneklerini verdi. Toplumsal sorunlara yönelirken de şiirin düzeyini düşürmedi.” açıklamasını yapar.
Zülfü Livaneli’nin besteleyip söylediği “Güneş Topla Benim İçin” şarkısı aslında bir Ülkü Tamer şiiridir. Bunun yanında “Gül Dikeni, Ağıt, Memik’e Ağıt, Düşenlere, Geceleyin, Mayın Tarlasında Maniler, Selam Olsun” şiirleri de yine farklı sanatçılar tarafından bestelenmiş ve seslendirilmiştir.
Bu yazı için internette gezinirken güzel belgelere ve bilgilere ulaştım. Hepsini buraya koyup okuyucuyu ürkütmek istemem. Bunlar daha çok ilgilisine hitap edecek bilgiler. Bulduğum bir belge de yazımızın konusu şiirle ilgili. Onu önemine binaen yazıya iliştireceğim. Merak edenler okuyabilirler.
Bu yazıdan öğrendiğimize göre bu şiir, bir bestenin üzerine şarkı sözü olarak yazılmış. İnternette bu şiirin yazılışına dair farklı öyküler anlatılmakta. Ama bunlar doğruluğu kesin olan bilgiler değil. Bu yüzden çok itibar etmedim. Anlatılan hikâyelerin gerçekliğini bir yana bırakalım. Türkiye gibi, faili meçhul cinayetlerin bolca işlendiği bir ülkede her an bir kahpe kurşuna hedef olabilirsiniz. Düşüncelerinizden dolayı işkence görebilir, hapse girebilirsiniz. Yaşamak için ülkeyi terk etmek zorunda kalabilirsiniz. Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet tarihine bakarsanız ihtilalleriyle, işlenen cinayetleriyle ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Bütün bunları üst üste koyduğunuzda bu şiir her ne kadar bir şarkıya söz olarak yazılmış olsa da gerçek bir ölümü anlatıyormuş izlenimini verir bize.
Üşür Ölüm Bile
Bir ormanda tutup onu
Bağladılar ağaca
Yumdu sanki uyur gibi
Gözlerini usulca
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Diz çöktüler karşısında
Sonra ateş ettiler
Parçalanan yüreğine
Yuva kurdu mermiler
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Gelip kondu bir güvercin
Ellerine o gece
Kırmızı bir çelenk oldu
Bileğinde kelepçe
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Ülkü TAMER
Şiirin farklı birkaç bestesi mevcut. Ahmet Kaya, Suavi, Selda Bağcan seslendirmiş. Benim için en güzel yorum Ahmet Kaya’ya ait olduğu için buraya onu da iliştirdim. Belki dinlemek istersiniz.
Aşağıdaki fotoğraf hangi dergiden alınmış bilmiyorum. Ülkü Tamer’in soruya verdiği cevap yıllardır tartışılan bir konudur. Şiir olarak yazılan ve sonradan bestelenen eserler için kimsenin itirazı yoktur. Ancak sadece bir şarkıya söz olması için kaleme alınmış metinlerin şiir olup olmadığı yıllar boyu tartışma konusu olmuştur. Tamer “Her şarkı sözü önce şiirdir.” diyerek fikrini ortaya koymuş ve tarafını belli etmiştir.

Gerçekten her şarkı sözü öncelikle bir şiir midir? Ne dersiniz?
paylaşımlar mükemmel….
Teşekkür ederim.