Hasretinden Prangalar Eskittim“, “Ay Karanlık”, “Sevdan Beni”, “Suskun” ve “Akşam Erken İner Mapushaneye” gibi çok bilinen şiirlere imza atan Ahmed Arif‘in vefatının üzerinden 30 yıl geçmiş. Bu yazıda şairin şarkıya dönüşmüş şiirlerini bir araya getirmeye çalıştım. On dört şiir bulabildim. Bundan sonra Ahmed Arif’in bestelenmiş şiirleri denince başka sayfalarda gezinmenize gerek yok. Hatta sadece Ahmed Arif değil, diğer pek çok şair için de geçerli bu. Bestelenmiş şiirler üzerine yapılmış en kapsamlı yazıların biredip.com‘da olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
“Sabah gözlerimi sana açarım, akşam uykularımı senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade baş dönmesini bulurum. Böyleyken gene de şükretmem halime.” der bir mektubunda Ahmed Arif, çok sevdiği Leyla Erbil’e. Ki, şiirlerinin bazılarını Leyla Erbil’e yazdığını hepimiz biliyoruz.
Hayatı zorluklar içinde geçmiş şairin. Siyasi görüşleri nedeniyle üniversite eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan şair, birkaç kez içeriye girmiş. Hayatta iken yayınlamış tek kitabı var: Hasretinden Prangalar Eskittim. Ölümünden sonra mektupları da kitap haline getirilmiş.
Ahmed Arif’in 14 şiiri bestelenmiş. Bunların içinde -bence- en güzel beste Ahmet Kaya’nın şiirle aynı ismi taşıyan “Suskun” şarkısıdır. Şarkıları her yazıda olduğu gibi sizin için çalma listesi haline getirdim. Listeden istediğinizi seçerek dinleyebilirsiniz. İşte Ahmed Arif’in dillerden düşmeyen 14 şiiri ve besteleri:
İçindekiler
- 1. Suskun
- 2. Akşam Erken İner Mahpushaneye
- 3. Ay Karanlık
- 4. Hasretinden Prangalar Eskittim
- 5. Kara
- 6. Otuzüç Kurşun
- 7. Sevdan Beni
- 8. İçerde
- 9. Unutamadığım
- 10. Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebenin Ninnisi
- 11. Vay Kurban
- 12. Anadolu
- 13. Uy Havar!
- 14. Leylim Leylim
- 15. Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden
- 16. Onur Da Ağlar
1. Suskun
Ahmet Kaya (Suskun)
Fikret Kızılok (İki Parça Can)
Edip Akbayram (Suskun
Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram…
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su…
Ağıyor yeşil.
(…)
2. Akşam Erken İner Mahpushaneye
Cem Karaca (Akşam Erken İner Mahpushaneye)
Sevinç Eraltay (Akşam Erken İner Mahpushaneye)
Seyir Defteri (Akşam Erken İner Mapushaneye)
Akşam erken iner mahpusaneye.
Ejderha olsan kar etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun.
Kar etmez, inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete.
Akşam erken iner mahpusaneye.
İner, yedi kol demiri,
Yedi kapıya.
Birden, ağlamaklı olur bahçe.
Karşıda, duvar dibinde,
Üç dal gece sefası,
Üç kök hercai menekşe…
Aynı korkunç sevdadadır
Gökte bulut, dalda kaysı.
Başlar koymağa hapislik.
Karanlık can sıkıntısı…
“Kürdün Gelini”ni söyler maltada biri,
Bense volta’dayım ranza dibinde
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi, çocuksu…
Vurulsam kaybolsam derim,
Çırılçıplak, bir kavgada,
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düşmanlık da.
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya.
Başlar gece devriyesi jandarmaların…
Hırsla çakarım kibriti,
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman, kendimi öldüresiye.
Biliyorum, “sen de mi?” diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpusaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya
3. Ay Karanlık
Ahmet Kaya (Maviye Çalar Gözlerin)
Cem Karaca (Ay Karanlık)
Edip Akbayram (Ay Karanlık)
Mustafa Uysal (Ay Karanlık)
Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık…
(…)
4. Hasretinden Prangalar Eskittim
Ahmet Kaya (Hasretinden Prangalar Eskittim)1
Suavi (Hasretinden Prangalar Eskittim)
Seyir Defteri (Hasretinden Prangalar Eskittim)
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya…
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana…
5. Kara
Cem Karaca (Karam)
Grup Ekin (De Be Aslan Karam)
Kerem Güney (Karam)
Çarpmış,
Paramparça etmiş,
Kara sütü, kara sevdayla seni…
Ve kara memelerinde dişlerin asi,
Karadır, upuzun yattığın gece,
Felek, ah ettirir, boynun kıl – ince…
Cihanlar, çocuklar, kuşlar içinde
Sızlar bir yerlerin
Adsız ve kayıp
Sızlar, usul-usul, dargın,
Ve kan tadında bir konca,
Damıtır kendini mısralarınca…
De be aslan karam,
De yiğit karam,
Hangi kalemin yazısı,
Zorlu yazısı,
Belanda?
Anadan doğma nişan mı,
Sütlü barut damgası mı,
Bir gece parçası mı kaburgandaki?
Kız kakülü, ne hal eylermiş teni,
Ellerin, deli hoyrat,
Ellerin, susuz, yangın.
Ellerin ooooy alarga…
De be aslan karam,
De yiğit karam,
Hangi güzelin diş yeri,
Mavi diş yeri,
Sevdanda?
Vurmuş,
Demirlerin çapraz gölgesi,
Alnın galip ve serin.
Künyen çizileli kaç yıldız uçtu,
Kaç ayva sarardı, kaç kız sevişti,
Gelmemiş, kimselerin…
De be aslan karam,
De yiğit karam,
Hangi zehirin meltemi,
Saran meltemi,
Hülyanda?
Hakikatli dostun muydu,
Can koyduğun ustan mıydı,
Bir uyumaz hasmın mıydı,
“Ooooof” de bunlar olsun muydu?
De be aslan karam,
De yiğit karam,
Hangi kahpenin hançeri,
Saklı hançeri,
Yaranda?
6. Otuzüç Kurşun
Cem Karaca (Otuzüç Kurşun)
Zülfü Livaneli (Kirvem)
Fikret Kızılok (Vurulmuşum)
Onur Akın (Otuzüç Kurşun)
3.
Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun…
(…)
4.
Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki…
(…)
7. Sevdan Beni
Cem Karaca (Sevdan Beni)
Funda Arar (Haberin Var mı?)
Rahmi Saltuk (Terk Etmedi Sevdan Beni)
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni…
8. İçerde
Manuş Baba (Haberin Var mı?)
Suavi (Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin)
Arif Kemal (Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin)
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
9. Unutamadığım
Cem Karaca (Unutamadığım)
Onur Akın (Unutamadığım)
Sabahattin Sel (Unutamadığım)
Kerem Güney (Unutamadığım)
Açardın,
Yalnızlığımda
Mavi ve yeşil,
Açardın,
Tavşan kanı, kınalı-berrak.
Yenerdim acıları, kahpelikleri…
Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne.
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı.
Gözlerin hani?
“To be or not to be” değil.
“Cogito ergo sum” hiç değil…
Asıl iş, anlamak kaçınılmaz’ı,
Durdurulmaz çığı
Sonsuz akımı.
İçmek,
Gözlerinde içmek ayışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına.
Gözlerin hani?
Canımın gizlisinde bir can idin ki
Kan değil,sevdamız akardı geceye,
Sıktıkça cellad,
Kemendi…
Duymak,
Gözlerinde duymak üç-ağaçları
Susmak,
Gözlerinde susmak,
Ustura gibi…
Gözlerin hani?
10. Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebenin Ninnisi
Edip Akbayram (Diyarbekir Gibi)
Cem Karaca (Adiloş Bebe)
Sabahattin Sel (Açar Kan Kırmızı)
Grup Yorum (Adiloş Bebe)
Kızılırmak (Adiloş Bebe)
Moğollar (Adiloş Bebe)
Fuat Saka (Yediverenler)
Ezginin Günlüğü (Diyarbekir)
Barış Yıldırım & Ahmet Urel (Adiloş)
2.
Açar,
Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan,
Savrulur Karacadağ,
Savrulur zozan…
Bak, bıyığım buz tuttu,
Üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı,
Seni, baharmışın gibi düşünüyorum,
Seni, Diyarbekir gibi,
Nelere, nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı…
4.
Doğdun,
Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü…
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü…
Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü.
11. Vay Kurban
Cem Karaca (Vay Kurban)
Onur Akın (Seni Sevmek Felsefedir)
Grup Yorum (Gün Ola)
Serenad Bağcan (Hasreti Uykularda)
Hüveyda Evis (Vay Kurban)
Güvenç Dağüstün & Ece Dağıstan (Hasreti Uykularda)
Dağlarının, dağlarının ardı,
Nazlıdır.
Uçurum kıyısında incecik bir yol
Gider dolan-dolana,
Bir hastan vardır, umutsuz,
Belki ayşe, belki Elif
Endamı kuytuda başak,
Memesinin, memesinin altında,
Bir sancı,
Bir hayın bıçak…
(…)
Seni sevmek,
Felsefedir, kusursuz.
İmandır, konkunç sabırlı.
İp’in, kurşun’un rağmına,
Yürür, pervasız ve güzel.
Sıradağları devirir,
Akan suları çevirir,
Alır yetimin hakkını,
Buyurur, kitabınca…
(…)
12. Anadolu
Fikret Kızılok (Akın Var Akın)2
Grup Dalga (Anadolu)
Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun ?
Utanırım,
Utanırım fıkaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak…
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun ?
Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım…
Görüyor musun ?
Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu’yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri…
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda…
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun ?
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?
13. Uy Havar!
Ahmet Kaya (Oy Havar)3
Yangınlar,
Kahpe fakları,
Korku çığları
Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
Pusatsız, duldasız, üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim-leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın.
Oy sevmişim ben seni…
(…)
Güncelleme: 29 Ekim 2021 |
14. Leylim Leylim
Serdar Keskin (Leylim Leylim)
Kerem Güney (Leylim)
Leylim – leylim dünyamızın yarısı
Al – yeşil bahar,
Yarısı kar olanda
Gene kavim – kardaş, can – cana düşman,
Gene yediboğum akrep,
Sarı engerek,
Alnımızın aklığında puşt işi zulüm
Ve canım yarı geceler
Çift kanat kapılarına karşı darağaçları,
Mahpusanede çeşme
Yandan akar olanda,
Gelmiş yoklamış ecel
Kaburgam arasından.
Yoklasın hele…
Çağıdır, can dayanmaz,
Çağıdır, en çatal, en ası,
Cehennem koncası memelerinin.
Çağıdır, kırk gün – kırk gece
Kolların boynuma kement,
Ha canım kötüye inat…
Vah ki ne desem,
Kurşunları namlulara sürülü,
İ’kelleri kan,
Baskıncılar uykumuzu yıkar olanda,
Alır yüreğim:
Yankın yasak, aynalara.
İnemem bahçende talan,
Tam, boş yanı bu, derim namussuzun,
Tam, bıçağım cehennem gibi güzelken,
Aklıma düşüyorsun
Ellerim arık…
Bilmiş
Bütün zula’lar
Eğri hançer, kara mavzer, kan pusu.
Ve insan düşüncesinin o en orospu,
O en ayıp, frengili yemişi,
Çıldırtılmış uranyum
Bilmiş,
Bilsinler!
Sana nasıl yandığımı
Uuuuy gelin…
İşte kan tutmuş korsanlar,
Haramla beslenmiş azgın,
Düzmece peygamberler
Ve cüceleri
Ve iğdiş ve aptal kölelerine karşı,
İşte bir kez daha
Bu can bendeyken,
Delin, divanenim işte
Uuuuy gelin…
Bu yasaklar,
Firavun kalıntısı.
Yoksun,
Akdan – karadan.
Gizline, canevine kurulu faklar.
Gün ola, umut kesip korkunç yetinden,
Murdar tutkusuna dünyasızlığın,
Gün ola, düşesin bekler.
Düşme!
Ölürüm…
Gözlerinden, gözlerinden olurum.
Leylim – leylim
Ayvalar, nar olanda
Sen bana yar olanda.
Belalı başımıza
Dünyalar dar olanda.
Güncelleme: 3 Şubat 2023 |
15. Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden
Hüsnü Arkan (Hani Kurşun Sıksan)
Yiğit harmanları, yığınaklar,
Kurulmuş çetin dağlarında vatanların.
Dize getirilmiş haydutlar,
Hayınlar, amana gelmiş,
Yetim hakkı sorulmuş,
Hesap görülmüş.
Demdir bu…
Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs…
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan’ların.
Ölünmüş, canım,ölünmüş
Murad alınmış…
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe,yemeğe…
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
İçim, bir suskunsa tekin mi ola?
O Malta bıçağı,kınsız,uyanık,
Ve genç bir mısradır
Filinta endam…
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri…
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan,
Dost, düşman söz eder kendi kavlince,
Kınanmak, yiğit başına.
Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep…
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık…
Ve zehir – zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık…
16. Onur Da Ağlar
Edip Akbayram (Onur da Ağlar)
Gözlerinin pınarında
Bir bulut,
Boşandı boşanacak
Nerdeyse.
Aklımdan geçenleri
Okuyorsun su gibi.
Dünya gördü
Bizi boğazladılar…
Tutma gözyaşlarını
Onur da ağlar…
Bırak yıkansın gökyüzü,
Lacivert, yeşil, altın
Işıkları günbatımın.
İşte şafaktayız gene
Çırılçıplak
Ve mavi.
İşte sanki dağ yeli
Ve işte sanki meltem…
Kimse toz konduramaz
Kesip attığımız tırnağa bile.
Sen en güzel kızısın
Bütün galaksilerin
Bense tözüyüm artık
Akkor tözüyüm
Prometheus’u yakan
Kara sevdanın…
Ne alnımızda bir ayıp
Ne koltuk altında
Saklı haçımız
Biz bu halkı sevdik
Ve bu ülkeyi.
İşte bağışlanmaz
Korkunç suçumuz..
Bestelenmiş 15 şiirin on tanesini Ahmed Arif’in sesinden şiir olarak dinlemek isterseniz burada da bir çalma listesi var, sizin için hazırlanmış.
Daha önceki yazımda Cahit Sıtkı Tarancı’nın Bestelenmiş 15 Şiiri‘ne yer vermiştim. Kategorideki yazıların tamamına Bestelenmiş Şiirler başlığından ulaşabilirsiniz.
1. Bu şarkının ikinci bölümü Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebenin Ninnisi şiirinin 2 numaralı bölümdür.
2. Fikret Kızılok’un bu bestesi, iki şiir içerir. Biri Ahmed Arif’in Anadolu şiiri, diğeri Nazım Hikmet’in “Güneşi İçenlerin Türküsü” şiiridir.
3. Neredeyse bütün internet sayfalarında bu şiirin şarkı yapıldığı bilgisi var. Şiir için “Başım Belada” albümünde besteci olarak Ahmet Kaya görünmektedir. Ama şiir, şarkı olarak okunmamış sadece şiir formatında seslendirilmiştir. Bu bilgiyi buraya ekleyebilmek için listenin sonuna bu şiiri de koymak zorunda kaldığımı belirteyim. 🙂
Ahmet Arif’in kendi sesinden şiirlerini mp3’e kayıt ettim ve işyerinde defalarca dinledim:) Blogtan ayrı olduğum zamanlarda bir hayli şiir yazmama katkısı oldu.Bir şiirim de you tube da yayınlandı, dinlemek isterseniz son paylaşımım da linkini verdim:) Suskunu da dinleyeceğim, çok teşekkürler..
Bazı şairler şiirlerini çok kötü okuyorlar, neyse ki Ahmet Arif onlardan değil. 🙂
Bahsettiğiniz şiirinizi okudum ve dinledim. Teşekkür ederim bilgi için.
Ahmet Arif çok iyi bir şair ve seslendirmesi de harika.Bir ara çok dinleyince etkisinde çok kaldım, sonra taklit etmemek için uzak durdum:)
Ben hiç kimseden etkilenmedim diyen yalan söyler. Bu kaçınılmaz bir durum. Asıl önemli olan taklit etmemek. Onun dışında istediğiniz kadar şair ve yazardan etkilenebilirsiniz. 🙂
En bir sevdiğim 6 numara, 8’i dinlemek de çok keyifli. Diğerlerinin bir çoğunu bilmiyordum açıkçası. Çok güzel bir yazı olmuş.
Şiir ve şarkı hallerini ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Ben Suskun’u şarkı olarak çok severim ama Ahmet Arif’in en beğendiğim şiiri değildir mesela.
Beğeniniz için teşekkür ederim.
Ahmet Arif’in bütün şiirlerini çok severim. En çokta Hasretinden Prangalar Eskittim’ i…
Yorumunuz için teşekkür ederim Sevil Hanım.
Bu kadar az şiirle bu kadar çok bilinen başka şairimiz yok sanırım. Şiirleri kadar kendi sesini de seviyorum ben Ahmet Arif’in.
İnanılmaz klişe olmuş bir sözdür “hasretinden prangalar eskittim!” Sanırım herkes en az bir kere kullanmıştır bu cümleyi. Fikret Kızılok bestesini daha çok sevmiştim ben.
Teşekkür ederim bu paylaşım için. 🙂
Ne yalan söyleyeyim, Ahmet Arif’in şiirlerinin şarkıları şiirleri kadar başarılı değil. Tabi ben müzikten anlamıyor da olabilirim. 🙂
Ahmet Kaya’nın sesinden “Suskun” ve Suavi’nin sesinden “İçeride” şiirlerinin besteleri eh işte.
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Elinize, kolunuza, gönlünüze sağlık. Teşekkürler 🌹
Teşekkür ederim Ayşegül. Faydalı olduysa ne mutlu bana. 🌺