Gün içinde pek çok blog yazısı okuyorum. Bu okumalar sırasında kötü bir Türkçe ile yazılmış yüzlerce cümleye maruz kalıyorum. Blog yazarı sıfatını verdiğimiz bu insanlar neden böylesine bir yanlışı sürdürürler? Burada iki sebep karşımıza çıkıyor. Birincisi, kuralları bilmemek. İkincisi, -çok sık olmasa da- kuralların zaman içinde değişikliğe uğraması.
Burada anmak istemediğim bir sebep daha var ki onu yapılan hatalar için kabul edilebilir görmek bu dile ihanet olur: Kuralı bile bile çiğnemek. “Benim canım böyle istiyor. Yanlış yazsam da anlıyor insanlar. Kim uğraşacak bu kadar kuralla? Yeni neslin dili böyle. Ben edebiyat öğretmeni miyim?” tarzında onlarca mazeret(!) sıralayabilirsiniz. Bunların hiçbiri kabul edilebilir gerekçeler değil.
Yazan için basit, dil için çok önemli olan bu hataları ortadan kaldırabilmek adına bir şeyler yapmalıyım diyerek bu yazı dizisini hazırlamaya karar verdim. TDK’nin sayfasını kaynak olarak kullanacağım. Oradaki her örneği buraya taşımayacağım. Kendimce önemli gördüklerimi alacağım sadece.
İlk başlığımız kesme işareti olacak.
Kesme İşareti ( ’ )
- Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır:
Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk’üm, Gül Baba’ya, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Refik Halit Karay’mış, Namık Kemal’se, Şinasi’yle, Alman’sınız, Kırgız’ım, Cebrail’den, Çanakkale Boğazı’nın, Samanyolu’nda, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Resmî Gazete’de, Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’ni, Eski Çağ’ın, Yükselme Dönemi’nin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’na vb.
TDK, seçtiği her örneği bir başka konunun da örneği olabilecek şekilde seçiyor. Mesela “Eski Çağ’ın, Yükselme Dönemi’nin” örneklerinde çağ ve dönem kelimelerinin büyük harfle yazıldığı sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Doğu ve batı kelimeleri medeniyet anlamıyla kullanılınca özel isme dönüşür, ve gelen ekler ayrılır.
“Onun için Batı’da bunlara birer fonksiyon buluyorlar.” (Burhan Felek)
Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır: Hisar’dan, Boğaz’dan vb.
Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır: Bu Kanun’un 17. maddesinin c bendi… Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre… vb.
Benim de yazılarımda nasıl kullanacağıma karar veremediğim ve farklı şekillerde kullandığım bir kural var sırada. Bu kurala göre yazılarımı gözden geçirmem gerekecek.
Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan önce kullanılır:
Yunus Emre’nin (1240?-1320)Yunus Emre (1240?-1320)’nin
Yakup Kadri’nin (Karaosmanoğlu)Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)’nun
UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda; Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb.
UYARI: Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler, ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.
En çok yanlış yapılan kullanımlardan biri aşağıdaki uyarıdadır.
UYARI: Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Konyalı, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün vb.
Aşağıdaki uyarı sadece okuyuşla ilgilidir. Yazarken aşağı yukarı herkes bu kuralı uygular.
UYARI: Sonunda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet, Şahap; Kerkük, Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen Ahmedi, Şahabı; Kerküğü, Zonguldağı biçiminde son ses yumuşatılarak söylenir.
UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
Çok yapılan hatalardan birine geldi sıra. Kural bu kadar kesin iken niye yanlış yapılır, anlamış değilim. Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan (doğru yazılışı böyledir) sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur:
Nihat Bey’eNihat beye
Ayşe Hanım’danAyşe Hanımdan
Mahmut Efendi’ye, Enver Paşa’ya; Türk Dil Kurumu Başkanı’na vb.
- Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur:
TBMM’nin, TDK’nin, BM’de, ABD’de, TV’ye vb. Burada TDK kısaltmasının nasıl ek aldığına dikkatinizi çekmek isterim. Sonraki harf okunurken ‘ka’ değil ‘ke’ diye okunuyor.
- Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur:
1985’te, 8’inci madde, 2’nci kat; 7,65’lik, 657’yle vb.
- Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak için konur:
Başvurular 17 Aralık’a kadar sürecektir. Yabancı Sözlere Karşılıklar Kılavuzu’nun veri tabanının genel ağda hizmete sunulduğu gün olan 12 Temmuz 2010 Pazartesi’nin TDK için önemi büyüktür.
1919 senesi Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. (Atatürk)
- Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için kullanılır:
Bir ok attım karlı dağın ardına
Düştü m’ola sevdiğimin yurduna
İl yanmazken ben yanarım derdine
Engel aramızı açtı n’eyleyim (Karacaoğlan)
“Şems’in gözlerine bir şüphe çöreklendi: “Dostum ne’n var? Her şey yolunda mı?” (Elif Şafak)
Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa (Âşık Veysel)
Bu örneklerde ses düşmesi olan kelime ile sonraki kelimenin bitişik yazıldığına da dikkat etmek lazım.
- Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur:
a’dan z’ye kadar, Türkçede -lık’la yapılmış sözler.
༄
Yazıyı olabildiğince öz haline getirmeye çalıştım. Biraz daha kısaltsam insicamı kaybolacaktı. Umarım faydalı olmuştur. Örneklerin tamamını incelemek isterseniz TDK’nin yazım kuralları sayfasına bakabilirsiniz.
TDK’nin sayfasını incelerken iki maddenin birbiriyle çeliştiğini fark ettim. O örnekleri buraya almadım tabi. Ama üşenmeyip TDK’ye CİMER üzerinden sanal mektup yazdım. Bununla ilgili cevap gelirse -umarım gelir- size bilgi veririm.
Umarım okuduklarımı uygulayabilirim.
Teşekkür ediyorum.
Ayşegül Hanım,
Endişeye gerek yok. Üzerine her gün bir tuğla bile koysanız başarıdır. Yıllardır bunun eğitimini veren ben bile yeri geldiğinde “Bu nasıl yazılıyordu?” diyerek yazım kurallarına veya sözlüğe bakıyorum. Yeter ki içimizdeki doğru yazma tutkusu kaybolmasın.
Çok yerinde, isabetli bir yayın olmuş. Emeğinize sağlık!
Teşekkür ederim Momentos.
Müstefit olmanız dileğiyle…
Yazarken çok tereddütlü yazıyorum ve inanın ben de bu konuda çok hassas olmama rağmen hatalarım çok. Bundan sonra daha da dikkatli olmaya çalışacağım inşaAllah. Çok faydalı bir paylaşım olmuş, teşekkürler…
Yazarken dikkatli olun ama tereddüt yaşamayın, daha çok yanlış yaparsınız. Kafanıza takılan bir kelime olduğunda hemen TDK sözlüğüne, yazım kılavuzuna koşun.
Bir düzeltme yapayım öyleyse. İnşallah kelimesini yazarken Allah’ın ilk harfini büyük yazmanız hatadır. Merak etmeyin, küçük yazınca Allah küçülmez. 🙂
Güzel bir paylaşım, bir örnekte ben vereyim Türkçeye doğru kullanımıdır. 🙂
Entlovin,
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Söylemek istediğinizi tam olarak anlayamadım desem ayıp olmaz umarım.
Sadece bir örnek 😅 yanlış mı yoksa
“Bir örnek de ben vereyim.” cümlesinden sonraki cümleyi anlamaya çalışıyorum. Ayrıca yukarıdaki cümlede de “de” bağlacını bitişik yazmışsınız. 🙂
UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
Ben Hazreti Allah’tan bahsediyorsam, hürmeten O’na (c.c.) diye yazarım. Kural olarak düşünmem burada.
Müfred,
İşin tasavvufî boyutu belki bu. Sadece şekilcilik olarak kalmıyorsa bu sevgi veya saygınız, amenna! Bunu niye söylüyorum? Günümüzde en çok istismar edilen duygu maalesef inanç. Dilinden Allah’ı hiç düşürmeyenlerin işledikleri melanetlerin yanında, “Allah’ı anlatırken “o” zamiri büyük mü yazılır küçük mü?” tartışması öyle komik ki!
Ben kuraldan yanayım! 🙂
Benim de çok yapmacık bulduğum durumlar oluyor. Çok edebiyat yapılıyor. Hatta edebi konuşacağız diye şerri şerife aykırı sözler sarf ediliyor. Hatta dinden çıkanlar bile vardır böyle.
Fuzuli “Aldanma ki şair sözü elbette yalandır” der bir şiirinde. Çok itibar etmemek lazım edebiyatçıların söylediklerine.
Ben çok dikkat ederim ama bazen dalgınlıkla hata yapıyor olabilirim. Benim en gıcık olduğumda cümleye küçük harfle başlayıp cümle sonuna nokta konmaması. Buna da üşenmemeli insan.
Kpss nedeniyle yakından takip ettiğim için bildiğim kurallar hepsi.
Duygu,
Söyledikleriniz bir tembellik olamaz, olmamalı. Lise eğitimi almış herkes aşağı yukarı bu kuralları biliyor zaten. “Bu anlattıklarınız hayatta bizim nerede işimize yarayacak?” girdabından çıkabilirsek eğitim daha anlamlı hâle gelecek ve dili kurtaracağız. Değilse bir kısır döngünün içinde çırpınıp duracağız.
Mesela Ahmet Abiye derken, Abinin A’sı büyük mü olacak? Ve ye kesme ile ayrılacak mı? Ya da Fevzi Amcamla derken, A yine büyük mü ve la kesme ile ayrılacak mı? Derdimi anlatabildim umarım 🙂
Sorunuzu gayet iyi anladım. Güzel bir noktaya değindiniz. Kendi yorumumu katmadan TDK’nin sayfasından kopyalayıp getirdim bilgiyi. Büyük harflerin kullanıldığı yerlerle ilgili bir bilgi bu. Sizin sorunuzun cevabı da son paragrafta olmalı. Diyor ki TDK:
Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve lakaplar büyük harfle başlar: Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Erol Bey, Dr. Alâaddin Yavaşça; Sayın Prof. Dr. Hasan Eren; Mustafa Efendi, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi; Mareşal Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel; Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman, Deli Petro vb.
Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle başlar: Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun; Gül Baba, Susuz Dede, Telli Baba vb.
UYARI: Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle başlar: Tülay ablama gittim. Ayşe teyzemin keki çok güzel.
Çok faydalı bir çalışma. Çok teşekkürler.
Bu bilgiye çok ihtiyacım vardı.çok faydalandım. T
Nevin Hanım ben de teşekkür ederim. Faydalı olabildiysem ne mutlu bana. 🙂
Efendim bende çok dikkat etmeye çalışıyorum ama işte bazen kaçırıyoruz. Güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık, bence en büyük sorun okumamakta yazıyor. Okudukça aslında göz de alışıyor neyin nasıl olması gerekitğine…
Hassasiyetinizden dolayı kutlarım sizi. Hepimiz dikkat ediyoruz ama buna rağmen gözden kaçırdığımız yerler oluyor. Mühim olan bilerek hata yapmamak ve doğrusunu öğrenmeye çalışmak.
Okumak, okumak, okumak… ✅