Giriş: Kutlayanı olmayınca insan kendi doğum gününü bile unutuyor. Gelişme: Yaşlılık bu olmalı. Doğum gününü unutup bir sonraki yıl iki doğum gününü birlikte kutlamak. Sonuç: Kutlanamamış bir doğum gününe dairdir. Geçmiş yazılarda bloğumun doğum gününü niye 18 Nisan‘a aldığımı uzun uzun anlatmıştım. Daha önceleri 26…
Bundan tam altı yıl önce 2010 yılının 26 Aralık’ında ilk yazımı “Edebiyatçının Biri” sayfalarına koymuşum. Bugün altı yıl geride kalmış oldu. Yılın sonu gelince hemen her blogda bir hesap kitap işlemi yapılıyor. Ben de modaya uyarak bir yazı yazayım dedim. Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Yukarıda 2010…
Görüyorum. Işıl ışıl gözleriniz var. İçinden bayram sabahlarının serinliği geçmiş. Gönle bahar muştuları getiren gözleriniz. Bıraktığımız yerde bıraktığımızdan daha mutlu insanlar bulmak ne güzel. Bir yanda Yusuflar, Mısır’a aziz olan ama hep köle kalan, Züleyha’ya. Bir yanda Züleyhalar, ne kadar zindandaysa Yusuflar, o kadar zindanda…
Sen bu satırları okuyorsun ya şimdi, ben kim bilir nerdeyim. Ama uzakta olmadığım, olamadığım kesin. Dur, dur! Hemen kitaplarının arasına bakma; orada olamam. Bu, kısa bir yazı olacak. Büyük harfle başlamayan, noktayla bitmeyen… Çalakalem yazılmış birkaç satır, üzerinde tekrar düşünülmemiş. Kısa bir yazı olacak ya,…