Yaşamak Sancısı

Sevgili Rabia, “Size gözümün nurunu, canımın ta kendisini emanet etmiştim ben. Onu geri almaya geldim. Emanetime iyi baktınız mı?”1 sorusunun dünyalık olmasa bile uhrevî cevapları için harcadık bunca yılı. Basit beklentilerin peşinde heder edilemeyecek kadar kıymetliydi ömür. Soruyu soran Nazan…

Devamını okuyunYaşamak Sancısı

“Seneler Nasıl da Bir Su Gibi Aktı”

Sevgili İnayet, “Şimdiki aklınla yeniden başlayabilseydin her şeye / Pişmanlıkların olmazdı bugünkü kadar / Doya doya gülmeleri zaten unuttun / Ve sevmeleri / Ve sevilmeleri / Seneler nasıl da su gibi aktı / Hatırası bile öyle uzak ki / Başını koyup da bir omza / Güzel şeyleri duymayalı…

Devamını okuyun“Seneler Nasıl da Bir Su Gibi Aktı”

Kalemin Dilinde Çocukluğumuz

Sevgili Ayşegül, Bir yazının yazılma vakti ile o yazının muhatabı arasında nasıl bir ilgi vardır, biliyorsan söyle. Bahtına gece düştü. Geceye hüzün düştü. Hepsi bir düş’tü. Karanlığın çağırdığı karamsarlık hali değil söylemek istediğim. Bilakis yıldızların ışıltısı, ayın parıltısı. Hani yaz…

Devamını okuyunKalemin Dilinde Çocukluğumuz