Bu, Kısa Bir Yazıdır…
Sen bu satırları okuyorsun ya şimdi, ben kim bilir nerdeyim. Ama uzakta olmadığım, olamadığım kesin. Dur, dur! Hemen kitaplarının arasına bakma; orada olamam. Bu, kısa bir yazı olacak. Büyük harfle…
Sen bu satırları okuyorsun ya şimdi, ben kim bilir nerdeyim. Ama uzakta olmadığım, olamadığım kesin. Dur, dur! Hemen kitaplarının arasına bakma; orada olamam. Bu, kısa bir yazı olacak. Büyük harfle…
"Zaman ne de çabuk geçiyor Mona”[^1] Ömür gerçekten kısa. Uzun olan, şairin kavlince ‘akşamla yatsı arası’. Ayrılıp ayrılıp kavuşuyoruz işte. Ve kavuşmak, ‘güzel’le anlatılamayacak kadar güzel. ‘Ayrılık’sa, bir gönül dostunun…
Ben hüznün ortasında büyümüşüm. Gurbetin çıkmaz sokaklarında geçmiş gençliğim. Acıyla tanışıklığım çok eskiden. Geceyi sırdaş bilişim de… Ve aldanışım... Bilemiyorsam gülmeyi… Yanaklarımda çiğdemler açmıyorsa… Dudaklarımdan dökülenler, bir suyun şırıltısı kadar…
Sana ne çok kızıyorum biliyor musun? Oyun yaşının dışına çıktık da ne oldu sanki? Tutturdun “Ben büyüyeceğim.” diye. Çoraplarını giyebiliyor, ayakkabılarının bağlarını kördüğüm etmiyorsun. Aynalara, sandalyeye çıkmadan da bakabiliyorsun artık.…